Bağırsaklarımla ilgili hastalık bir sene içerisinde birden bire inanılmaz boyutlara ulaştı.
Temel bir kaç hata yaptım:
1. Yoga Academy'de çalışmalara bir süre ara verdim. Durum böyle olunca karmik enerji ağırlaştı ve beden olasılılıktaki tüm hastalıklara açık hale geldi.
2. Kullandığım tüm ürünler bağırsak florasını dengelemiyor. Tüm perhizler ve dezenfektan ürünler bağırsak florasını bozuyor. Yıllar içinde kaş yapayım derken göz çıkarıyoruz. Yok sarımsak iksir, yok glutensiz derken bulunduğumuz bölge şartlarına göre oluşmuş bağırsak florası zaten bozukken iyice bozuluyor. Mesela bendeki bağırsak mantarı teşhisi hiç konulamamıştı. Bir zaman bu dezenfektan ürünleri kullanıp, perhiz yaptığımda çok iyiydim. Tam iyileştim artık iyiyim dediğim zaman perhizimden çıkardıklarımı yavaş yavaş eklemeye başlayayım dedim. İlk eklediğim besinlerle birlikte bir ay içinde hastalık ağırlaşarak level atlamış bir halde geri döndü. Üstelik perhizde iken yediklerimi bile yiyemez hale geldim. Yani bağırsak hastalıklarında dezenfektan ürünler ve perhiz bende hastalığı güçlendirdi. Çünkü florayı çok bozdu.
Peki ne oldu...
Sonuçta onlarca profesör gastrolog gezmek zorunda kaldım. Hiç biri ne teşhis koyabildi, ne hastalığı anlayabildi. Bir kısmı tamamen saçmaladı. Psikiyatrik ilaç verenler mi dersiniz....... Ne siz sorun ne ben anlatayım................
En son geldiğim noktada artık hiç bir şey yiyemez hale geldim.
Sadece yeşil yapraklılar ve yumurta yiyordum.
Kas erimesi, karaciğer yağlanması, reaktif hipoglisemi ortaya çıktı.
Beslenmeme hiç bir şey ekleyemiyordum ve diyelim mecbur kaldım bir tabak kabak yedim diyelim. Yoğun ürtiker, astım gibi belirtilerle acillik oluyordum ve kortizonla durmuyordu. Beden anaflaktik şoka doğru gidiyordu. Yoğun bir üriner sistem enfeksiyonu başlamıştı. Antibiyotik kullanamıyordum.
Buna rağmen yoğun OYS uyguladım( Orijinal Yoga Sistemi). Sabah Çakra çalışmamı hiç aksatmadım. Üstüne biyoenerji dvd si ve şifalanma cd sini yapıyordum. Umudumu kaybetmedim.
Derken karmayı bir kısım yaktım ve mikrobiyota uzmanı bir Profesör buldum. Bağırsak florası testi yaptırıp, eksik florayı özel bir tip probiyotik ile yüklemeye başladı. Şu an tedavinin ikinci ayı bitmek üzere ve normal beslenmeye geçebildim. Tek tek besinleri kontrol ediyor. An itibari ile sadece tahin, kakao ve kivi yasak. Diğer tüm besinler serbest.
Ortalıkta yapılan yaygaraların nasıl bir internet kirliliğine sebep olduğunu da anladım. Mesela hiç siyah çay içmezdim. Ama sabah çay içmemi söyledi. Çünkü kortizol salgılamam gerekiyormuş vs... Bunun gibi doneler...
Şunu anladım ki eğer doktorlarımdan biri bile mikrobiyota üzerine çalışmış olsaydı ben yıllardır çektiğim bu çileyi çekmemiş olacaktım............
Türkiye işte....................................
Temel bir kaç hata yaptım:
1. Yoga Academy'de çalışmalara bir süre ara verdim. Durum böyle olunca karmik enerji ağırlaştı ve beden olasılılıktaki tüm hastalıklara açık hale geldi.
2. Kullandığım tüm ürünler bağırsak florasını dengelemiyor. Tüm perhizler ve dezenfektan ürünler bağırsak florasını bozuyor. Yıllar içinde kaş yapayım derken göz çıkarıyoruz. Yok sarımsak iksir, yok glutensiz derken bulunduğumuz bölge şartlarına göre oluşmuş bağırsak florası zaten bozukken iyice bozuluyor. Mesela bendeki bağırsak mantarı teşhisi hiç konulamamıştı. Bir zaman bu dezenfektan ürünleri kullanıp, perhiz yaptığımda çok iyiydim. Tam iyileştim artık iyiyim dediğim zaman perhizimden çıkardıklarımı yavaş yavaş eklemeye başlayayım dedim. İlk eklediğim besinlerle birlikte bir ay içinde hastalık ağırlaşarak level atlamış bir halde geri döndü. Üstelik perhizde iken yediklerimi bile yiyemez hale geldim. Yani bağırsak hastalıklarında dezenfektan ürünler ve perhiz bende hastalığı güçlendirdi. Çünkü florayı çok bozdu.
Peki ne oldu...
Sonuçta onlarca profesör gastrolog gezmek zorunda kaldım. Hiç biri ne teşhis koyabildi, ne hastalığı anlayabildi. Bir kısmı tamamen saçmaladı. Psikiyatrik ilaç verenler mi dersiniz....... Ne siz sorun ne ben anlatayım................
En son geldiğim noktada artık hiç bir şey yiyemez hale geldim.
Sadece yeşil yapraklılar ve yumurta yiyordum.
Kas erimesi, karaciğer yağlanması, reaktif hipoglisemi ortaya çıktı.
Beslenmeme hiç bir şey ekleyemiyordum ve diyelim mecbur kaldım bir tabak kabak yedim diyelim. Yoğun ürtiker, astım gibi belirtilerle acillik oluyordum ve kortizonla durmuyordu. Beden anaflaktik şoka doğru gidiyordu. Yoğun bir üriner sistem enfeksiyonu başlamıştı. Antibiyotik kullanamıyordum.
Buna rağmen yoğun OYS uyguladım( Orijinal Yoga Sistemi). Sabah Çakra çalışmamı hiç aksatmadım. Üstüne biyoenerji dvd si ve şifalanma cd sini yapıyordum. Umudumu kaybetmedim.
Derken karmayı bir kısım yaktım ve mikrobiyota uzmanı bir Profesör buldum. Bağırsak florası testi yaptırıp, eksik florayı özel bir tip probiyotik ile yüklemeye başladı. Şu an tedavinin ikinci ayı bitmek üzere ve normal beslenmeye geçebildim. Tek tek besinleri kontrol ediyor. An itibari ile sadece tahin, kakao ve kivi yasak. Diğer tüm besinler serbest.
Ortalıkta yapılan yaygaraların nasıl bir internet kirliliğine sebep olduğunu da anladım. Mesela hiç siyah çay içmezdim. Ama sabah çay içmemi söyledi. Çünkü kortizol salgılamam gerekiyormuş vs... Bunun gibi doneler...
Şunu anladım ki eğer doktorlarımdan biri bile mikrobiyota üzerine çalışmış olsaydı ben yıllardır çektiğim bu çileyi çekmemiş olacaktım............
Türkiye işte....................................
0 yorum:
Yorum Gönder