Zaman su gibi akıp gidiyor derler ya, az söylemişler. Güldür güldür şelale gibi, tutamıyorum. Bakıyorum geçmiş, bakıyorum gitmiş.
Bir yeni yıl daha geliyor diyorlar ya, hiç bir yeni yıl milat olmadı bana:) Her daim eski ve işe yaramaz şablonlarımı onarmak ve düzenlemekle meşkulüm. İnsan ömürü çok emek istiyor. Makineyi kaç senede bozduysanız, bi o kadar sene istiyor düzeltmek için.
Bu dünyada insan kadar emek isteyen başka bir canlı var mı? Doğması ayrı sorun yetişmesi ayrı, eğitilmesi ayrı sorun, bakımı beslenmesi ayrı. Bu listeye onlarca madde eklenebilir.
Peki ya ben... Oooof of!
Midem için sabahları aç karnına çiğ patates suyu içmeye devam ediyorum. Yaklaşık olarak bir saat sonra kahvaltı yapıyorum. Bu işlem için sabah beşbuçukta kalkmam gerekiyor. Alıştım gitti:) Midem şu an iyi. Hatta o kadar iyi ki, bağışıklık sistemim ve dezenfeksiyon için kuru soğan kürüne başladım. Hergün akşam yemeğinde bir adet ince kıyılmış kurusoğan yiyebiliyorum.
Bal kabağını on gündür bir bardağa düşürdüm. Genellikle gece yatarken bir bardak sıkıp içiyorum.
Hergün beş mandalina, bir avuç kuruyemiş yemeye devam. Bugünlerde menengiç kahvesine taktım. Türk kahvesine ilaveten menengiç kahveside içiyorum. Ardından mis gibi bir soda.
Hergün mutlaka farklı bir sebzeyi zeytinyağlı az suda pişiriyorum. Sarımsaklı yoğurtla yiyorum.
Baharatlar başka hikaye zaten biliyorsunuz.
Sabah kahvaltısında humus ve közlenmiş kırmızı biber favorim. Hepsini evde kendim hazırlıyorum.
Ama sorun şu ki: Hâlâ astımım iyileşmiyor:(
0 yorum:
Yorum Gönder